24 Ocak 2012 Salı

kibritçi kız...

hava soğuk ...hiç sevmem... kanım çekilir... ayak parmaklarım hissiz... burnum sızlar ...titrerken morarır dudaklarım,hele tırnaklarım... kaçarım rüzgarın sesinden,gelecek olan büyük fırtınanın korkusundan .soğuğun acımasız yakışları var yüzümde içimi ürperten...sert bakışlar, mutsuz bedenler hızlı adımlar ... soğuktan büzüşmüş dostlar ,yürüyen iki ayak gibi sevgililer ...ellerimde çift kat yün eldivenler...kirpiklere değen beyaz kar....çeşme ucunda donan damla...zincirsiz zincirleme kazalar ...hayat felç...ama çocuklar var...bahçelerinde kardan adam yapan ,burnuna havuç takan,sevinç çığlıklarıyla kayan, kartopu oynayan...onlara camdan el sallayan yaşlı teyzeler var ...ve hava kararırken nefes...buharı gözlerimde beyaz duman...evlerine koşuşturan yürekler...trafik stresi...torbada sıcak kestanenin tadı...yada balıkla rakı...geceye devir töreni...soğuk daha da soğuk...eksiler nöbette... sokaklar siyah bereli ıssız adamların...herkes gitmiş ,herşeye bir s verilmiş...sıcacık eve ilk adım...çekilen şükürler...harlı yanan soba... ellerim üstünde... mutlu bir kedi gibi kıvrılıp sokulurum soba yanına ,birden evsiz barksızlar kimsesiz çocuklar gelir aklıma... bir köşeye çömelmiş donmuş elinde tiner kokusuyla yarı uykulu... bende de sıcak salep ısıtırken boğazımı, tarçın kokusu... koltukta uyumaya başlarken  düşlerime kibritçi kız gelir kızıma okuduğum...birden kanım çekilir...ayak parmaklarım hissiz.sonra yine burnum sızlar...hüzünlenirim donar üşür yüreğim....ve bir kibrit yakarım ...söner...bir daha ,bir daha yakarım....     
                                                                                                                         sezince....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder